Parazit evcil veya yabani hayvanlarda ve insanlarda görülen sestod cinsi bir paraziter hastalıktır. Doğada dört türü mevcuttur ancak insanda en fazla Echinococcus granulosus ve Echinococcus multilocularis (alveolaris) diye bilinen kist hidatik hastalığı tüm dünyada oldukça yaygın olarak görülür. Echinococcus(E.) multilocularis (alveolaris)denilen tip E.granulosus tipinden daha fazla semptom vererek kanser kitleleri ile karışabilen görünümler yapabilir. E. multilocularis tipi başlangıç semptomlarında tedavi edilmez ise on yıllık bir süreçte mortal seyredebilir. E.granulosis ise semtomsuz uzun süre izlenirken boyut ve bulunduğu yere göre değişen tablo verebilir. E.granulosis en fazla karaciğer (%70), akciğer(%25) beyin, kalp ve böbrek tutabilir.
Kist hidatik hastalığı eski zamanlardan beri bilinen içi sıvı dolu kitle patladığı zaman ölüm getiren hastalık olarak tanımlanmıştır. Parazitin olgun şekillerinin yaptığı hastalık intestinal echinococcus olarak bilinmesine rağmen larvaların yaptığı hastalık hydatidosis olarak bilinir. İlk defa 1801 yılında Rudolphi echinococcus cinsini, Siebold 1852 de olgun şekli tanımlamış ve Taenia echinococcus adını vermiştir. İnsanda 1872 de Katbiyan tarafından hastalık tanımlanmıştır. Halen ülkemizde hayvanlarda ve insanda en fazla görülen zoonotik hastalık olup önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Kist hidatik hastalığı eski zamanlardan beri bilinen içi sıvı dolu kitle patladığı zaman ölüm getiren hastalık olarak tanımlanmıştır. Parazitin olgun şekillerinin yaptığı hastalık intestinal echinococcus olarak bilinmesine rağmen larvaların yaptığı hastalık hydatidosis olarak bilinir. İlk defa 1801 yılında Rudolphi echinococcus cinsini, Siebold 1852 de olgun şekli tanımlamış ve Taenia echinococcus adını vermiştir. İnsanda 1872 de Katbiyan tarafından hastalık tanımlanmıştır. Halen ülkemizde hayvanlarda ve insanda en fazla görülen zoonotik hastalık olup önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Epidemiyoloji
Kist hidatik hastalığı dünyanın her tarafında görülür. Hastalığın prevalans ülkeler ve bölgelere göre yüzbinde 1-1000 arası değişmektedir. Köpeklerde daha sık görülen E.granulosis paraziti en sık Ortadoğu,orta ve güney Amerika, Akdeniz, Çin ve sahra altı ülkelerde görülür. Tilkilerde daha sık bulunan E.multilocularis orta Avrupa, Rusya ve Kuzey Afrika da görülür. Akdeniz ülkelerinde E.granulosis ve E.multilocularis görülebilir. E.granulosus çeşitli hayvanlarda konak olması nedeni ile daha sık görülür.
İnsanlara bulaşta köpek, koyun ve büyükbaş hayvanlar önemli rol oynarlar. Son konak olan köpek sürü ve evlerde insanlara yakın olduğu için bulaşta en çok role sahiptir. Doğada tilki, çakal,kurt gibi hayvanlar parazitin rezervuarıdır.
Ülkemizde hayvanlarda ve insanlarda yapılan seroprevalans çalışmaları bölgelere göre değişmektedir. Ülkemizde en sık raslanılan E.granulosus olmasına rağmen E.multilocularis olgularıda bildirilmektedir. Ülkemizde bu hastalık halen ülkemizin gelişen ve değişen sosyal yapısı gereği sorun olmaya devam edecektir.
Patogenez
İnsanlara kist hidatik bulaş zincirinde köpekler son konak olup etini tüketilen hayvanlar ara konak olarak rol alırlar. İnsanlar echinococcus yumurtalarını su, iyi yıkanmamış besinler aracılığı ile alınır. Yumurtalar mide asidinde açılır ve larvalar kan ve lenf yolu ile vücuda dağılır ve herhangi bir organa yerleşir. Yerleştiği organlar en sık karaciğer, akciğer, dalak, böbrek, periton, diyafragma, beyin ve kemiklerdir. Dokuya yerleşen larvalar hızla gelişip çoğalarak içi kaya suyu dolu kitleler oluşur. Bu steril kist sıvısında bol miktarda skoleksler vardır ve E.granulosus da kistler tek bir kitle iken E.multiloculariste multilokuler şekilde gelişir. Kistilerin oluşturduğu kitle baskısı nedeniyle hastalarda klinik şikayetler başlayabilir. Kistlerin boyutları genelde 1-5 cm arasında olup 6 cm ihtiva edecek şekilde büyüyebilir.
Klinik belirti ve bulgular
İnsanlara bulaşta köpek, koyun ve büyükbaş hayvanlar önemli rol oynarlar. Son konak olan köpek sürü ve evlerde insanlara yakın olduğu için bulaşta en çok role sahiptir. Doğada tilki, çakal,kurt gibi hayvanlar parazitin rezervuarıdır.
Ülkemizde hayvanlarda ve insanlarda yapılan seroprevalans çalışmaları bölgelere göre değişmektedir. Ülkemizde en sık raslanılan E.granulosus olmasına rağmen E.multilocularis olgularıda bildirilmektedir. Ülkemizde bu hastalık halen ülkemizin gelişen ve değişen sosyal yapısı gereği sorun olmaya devam edecektir.
Patogenez
İnsanlara kist hidatik bulaş zincirinde köpekler son konak olup etini tüketilen hayvanlar ara konak olarak rol alırlar. İnsanlar echinococcus yumurtalarını su, iyi yıkanmamış besinler aracılığı ile alınır. Yumurtalar mide asidinde açılır ve larvalar kan ve lenf yolu ile vücuda dağılır ve herhangi bir organa yerleşir. Yerleştiği organlar en sık karaciğer, akciğer, dalak, böbrek, periton, diyafragma, beyin ve kemiklerdir. Dokuya yerleşen larvalar hızla gelişip çoğalarak içi kaya suyu dolu kitleler oluşur. Bu steril kist sıvısında bol miktarda skoleksler vardır ve E.granulosus da kistler tek bir kitle iken E.multiloculariste multilokuler şekilde gelişir. Kistilerin oluşturduğu kitle baskısı nedeniyle hastalarda klinik şikayetler başlayabilir. Kistlerin boyutları genelde 1-5 cm arasında olup 6 cm ihtiva edecek şekilde büyüyebilir.
Klinik belirti ve bulgular
Hastaların kliniği kistin büyüklüğü, yerleştiği organ, kistin patlaması ve immunoljik cevaba göre değişir. Küçük ve iyi kapsüllü kistler kalsifiye olup yıllarca asemptomatik kalabilir. Genelde kistler belli bir büyüklüğe ulaştıklarında semptom verirler. Aniden gelişen kist rüptürü olgularında anaflaksi görülebilir.
Kistlerin kitle etkisine göre: karaciğerde en fazla hepatomegali, kolestaz ve sarılık görülür. Kistlerin yerleşim yerine göre sekonder biliyer siroz, biliyer kolik benzeri semptomlar, kolanjit, karaciğerde-dalakta abseler, portal hipertansiyon, asit, vena kava kompresyonu görülebilir.
Komplikasyonu olarak safra yollarında rüptür, papiller fibrozis, biliyer fistül, kist etrafında enfeksiyonlar görülebilir. Kistin akciğer, plevra, periton ve perikard boşluğuna açılması mortal seyredebilir.
Tanı ve ayırıcı tanı
Tanıda rutin laboratuvar testleri yararlı olmayabilir. Karaciğer tutulumunda transaminaz yüksekliği, kolestazda bilüribin ve alkalen fosfataz yüksekliği görülebilir. Hastaların %30-40 ında hipergamaglobulinemi ve %8-10 da eozinofili görülebilir.
Parazitin kaya suyunda bulunan antijenlerine karşı gelişen antikorların immunoljik yöntemlerle saptanması halen tanıda en çok kullanılan yöntemdir. Casoni cilt testi, Weinberg kompleman fiksasyon testi olup %50-80 pozitif olabilir. Başarılı tedavi ile sonuç negatifleşebilir. ELISA ve IFA ile antikorların gösterilmesi %90 pozitiflik verir. Presibitasyon testleri hidatik kistler için patognomiktir. Tedavi ile 2-3 yıl sonra serolojik negatiflik görülebilir.
Kist hidatik tanısında görüntüleme yöntemlerinden ultrasonografi ve magnetik rezonans lokalizasyonda, kistin progresyonu veya regresyonu konusunda oldukça yardımcı yöntemlerdir. E.granulosus ve E.multilocular’isin dönemlerine göre tutulumları özellikle ultrasonografi ile takip edilebilir.
Tedavi
Kistin (<5cm) küçük olanları oral albendazol tedavisi ile tedavi edilebilir. Operasyonda ulaşım kolaylığına göre değişen duruma göre ( >5cm) büyük kistlerin cerrahi olarak tedavi edilmesi gerekir. Tedavisi, cerrahi tedavi, medikal tedavi ve perkütan aspirasyon injeksiyon reaspirasyon (PAIR) tedavisi olmak üzere sınıflandırılabilir.
Kistlerin kitle etkisine göre: karaciğerde en fazla hepatomegali, kolestaz ve sarılık görülür. Kistlerin yerleşim yerine göre sekonder biliyer siroz, biliyer kolik benzeri semptomlar, kolanjit, karaciğerde-dalakta abseler, portal hipertansiyon, asit, vena kava kompresyonu görülebilir.
Komplikasyonu olarak safra yollarında rüptür, papiller fibrozis, biliyer fistül, kist etrafında enfeksiyonlar görülebilir. Kistin akciğer, plevra, periton ve perikard boşluğuna açılması mortal seyredebilir.
Tanı ve ayırıcı tanı
Tanıda rutin laboratuvar testleri yararlı olmayabilir. Karaciğer tutulumunda transaminaz yüksekliği, kolestazda bilüribin ve alkalen fosfataz yüksekliği görülebilir. Hastaların %30-40 ında hipergamaglobulinemi ve %8-10 da eozinofili görülebilir.
Parazitin kaya suyunda bulunan antijenlerine karşı gelişen antikorların immunoljik yöntemlerle saptanması halen tanıda en çok kullanılan yöntemdir. Casoni cilt testi, Weinberg kompleman fiksasyon testi olup %50-80 pozitif olabilir. Başarılı tedavi ile sonuç negatifleşebilir. ELISA ve IFA ile antikorların gösterilmesi %90 pozitiflik verir. Presibitasyon testleri hidatik kistler için patognomiktir. Tedavi ile 2-3 yıl sonra serolojik negatiflik görülebilir.
Kist hidatik tanısında görüntüleme yöntemlerinden ultrasonografi ve magnetik rezonans lokalizasyonda, kistin progresyonu veya regresyonu konusunda oldukça yardımcı yöntemlerdir. E.granulosus ve E.multilocular’isin dönemlerine göre tutulumları özellikle ultrasonografi ile takip edilebilir.
Tedavi
Kistin (<5cm) küçük olanları oral albendazol tedavisi ile tedavi edilebilir. Operasyonda ulaşım kolaylığına göre değişen duruma göre ( >5cm) büyük kistlerin cerrahi olarak tedavi edilmesi gerekir. Tedavisi, cerrahi tedavi, medikal tedavi ve perkütan aspirasyon injeksiyon reaspirasyon (PAIR) tedavisi olmak üzere sınıflandırılabilir.
Operasyon sırasında rüptür olan kistin skoleksleri yeniden kist oluşumuna neden olabilir. En çok kullanılan (PAIR) metodunda kist içersine skoleksleri öldürmek için hipertonik tuzlu su verilerek 15-20 dakkika beklenip tekrar aspire edilerek sıvı alınır. Cerrahi girişimden önce 2 hafta ve post operatif 4 hafta albendazol (15mg/kg) oral tedavisi verilebilir. Sadece oral tedavi alanlarda albendazol, mebendazol ve praziquantel kullanılabilir. Kistin durumu ultrasonografi ile izlenenerek oral tedavi 3-36 ay arası sürdürülebilir.
Korunma ve Kontrol
Parazitin insanlara geçişini önlemek için köpeklerin tedavi edilmesi önerilmektedir. Kist hidatik hastalığını önlemek hem veterinerlik hemde insanlık açısından işbirliği yapılması gereken bir konudur. Konakçı hayvanların feçesi ile çıkan yumurtaların dış ortamda oldukça dayanıklı olduğu akılda tutularak hayvan kesim ve çevre temizliği korunmada alınması gereken en önemli yöntemlerdir. Kist hidatik olan hayvanların karaciğer, dalak gibi organlarının iyice pişirilip yenilmesi ve evcil köpeklerin tedavi alması gerekir.
NOT: BU BİLGİ NOTU EKMUD YAYINLARINDAN DR. FATMA SIRMATEL' IN KİST HİDATİK MAKALESİNDEN ALINTIDIR.
NOT: Bu sayfada yazan bilgileri doktorunuzla görüşmeden uygulamanız uygun değildir. Bilgilerinizi önce doktorunuz ile paylaşmanızı öneririz. Herhangi bir web portalından öğrendiğiniz bilgileri sağlık desteği almadan uygulamanız sağlığınız açısından son derece tehlikelidir.
Korunma ve Kontrol
Parazitin insanlara geçişini önlemek için köpeklerin tedavi edilmesi önerilmektedir. Kist hidatik hastalığını önlemek hem veterinerlik hemde insanlık açısından işbirliği yapılması gereken bir konudur. Konakçı hayvanların feçesi ile çıkan yumurtaların dış ortamda oldukça dayanıklı olduğu akılda tutularak hayvan kesim ve çevre temizliği korunmada alınması gereken en önemli yöntemlerdir. Kist hidatik olan hayvanların karaciğer, dalak gibi organlarının iyice pişirilip yenilmesi ve evcil köpeklerin tedavi alması gerekir.
NOT: BU BİLGİ NOTU EKMUD YAYINLARINDAN DR. FATMA SIRMATEL' IN KİST HİDATİK MAKALESİNDEN ALINTIDIR.
NOT: Bu sayfada yazan bilgileri doktorunuzla görüşmeden uygulamanız uygun değildir. Bilgilerinizi önce doktorunuz ile paylaşmanızı öneririz. Herhangi bir web portalından öğrendiğiniz bilgileri sağlık desteği almadan uygulamanız sağlığınız açısından son derece tehlikelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder