Obstrüktif uyku apne sendromu (OSAS)


Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Nedir?
Obstrüktif uyku apne sendromu; uyku sırasında üst solunum yolunda tıkanma ve buna eşlik eden kanda oksijen seviyelerinde azalma olması ile karakterize bir sendromdur. 
Genellikle orta yaşlı ve kilolu erkeklerin hastalığıdır. Her yaşta görülebilen hastalık, en sık 40-65 yaşları arasında görülür, yaş artmasına rağmen görülme sıklığı değişmez. Erkeklerde kadınlara göre hastalık 2-3 kat fazla görülür, kadınlarda ise menapozdan sonra görülme riski artar. Uyku apne sendromunun görülme sıklığı erkeklerde %4, kadınlarda %2 olduğu bildirilmiştir. Hem hastaların çok iyi bilmediğinden , hem de hekimlerin çok kolay aklına gelmeyen  bir sendrom olduğundan tanıda gecikmeler sık rastlanır.

Risk Faktörleri

  • Yaş ve cinsiyet önemli bir risk faktörleridir; en sık 40-65 yaşları arasında ve erkeklerde görülür. 
  • Genetik yatkınlık olabilir; aile öyküsünde  uyku apne sendromu varsa görülme riski artar. 
  • Obezite en önemli risk faktörüdür. Kilo arttıkça görülme sıklığının ve ciddiyetinin arttığı ve kilo verilmesi ile azaldığı bilinmektedir. Özellikle santral obezitesi olanlarda,  bel çevresi artmış, armut tipi şişmanlayan kişilerde sıktır. 
  • Yüz ve çenede yapısal bozukluklar ve üst solunum yollardaki darlıklar, obez olmayan kişilerde uyku apne sendromuna neden olabilir. Bunların başında çenenin küçük ve geride yer alması gelir. 
  • Boynun kısa ve kalın oluşu da bir risk faktörüdür ve boyun çevresinin erkeklerde 43 cm, kadınlarda 40 cm üzerinde olması riski artırır. 
  • Sigara, alkol, bazı uyku ilaçlarının kullanımı ve bazı hastalarda sırt üstü pozisyonda yatmak.K
  • Kronik bronşit, astım, hipotiroidi, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, inme, şeker hastalığı, reflü gibi birçok hastalıkla birlikte görülebilir.
Hastaların Başvuru Şikayetleri Nelerdir?
Horlama, üst solunum yollarında daralmanın bir göstergesidir. Uyku apne sendromu olan hastaların hemen tümünde horlama şikayeti mevcuttur. Şiddetli ve sürekli horlama, uyku apne sendromunun öncü belirtisi olabilirse de; horlamayla birlikte başka yakınmaların da eşlik etmesi gerekmektedir. 
En önemli bulgu, eşinin veya yakınlarının tarif ettiği ve tanıklı apne dedilen uykuda nefes durmasıdır. Gece boyunca  tekrarlayan apne atakları nedeniyle uykusu bölünen hasta kalitesiz bir uyku uyur. Hasta bu apneler sonrası çoğu kez  uyanır ve kendisi bunun farkına varmayabilir, bazen de uykudan boğularak uyandığını söyleyebilir. Apneler nedeniyle kişinin vücudunda organlara yeterli oksijen gidemez. Bunun sonucunda, sabahları yorgun bir şekilde uyanma ve gündüz aşırı uykululuk gözlenir. Hasta, uyumaması gereken yerlerde uyuklayabilir bu durumda iş hayatında  ve özel yaşamında birçok sorunla karşılaşır. 
Bu uyuklama durumu giderek artabilir. İlk önceleri televizyon seyretmek, gazete okumak gibi pasif bir iş yaparken uyuklayan hasta giderek araba kullanma gibi önemli bazı işdurumklarındae uyuklamaya başlayabilir.
Bu nedenle, trafik ve iş kazaları riski artar. Ayrıca uyku apne sendromu olan hastalarda gece göğüs ağrısı ve çarpıntı, sık idrar yapma, idrar kaçırma, sabah baş ağrısı, yaptığı işe kendini verememe, hafıza kaybı, aşırı sinirlilik, gece terlemesi (özellikle baş ve boyun bölgesinde), ağız kuruluğu, reflü, işitme sorunları, libido kaybı ve iktidarsızlık gibi birçok  yakınma görülebilir. Sonuç olarak, hastanın yaşam kalitesi çok bozulmuştur.

Tanı Nasıl Konulur?
Uyku apne sendromunun tanı koydurucu muayene bulguları veya kan ve idrar tahlilleri ile tanı koymak olası değildir. Kesin tanı için mutlaka polisomnografi dedilen uyku testi yapılması gereklidir.
Uyku testi için hasta bir gece uyku laboratuvarında yatar, gündüz yapılması uygunolamyan bir terstir.
Gece boyunca hastanın beyin aktivitesi; karın, göğüs kafesi, göz, çene ve bacak hareketleri; kalp ritmi, horlaması, yatış pozisyonu, nefes durması, kan oksijen düzeyi gibi pek çok parametreyi kaydetmek için hastaya çeşitli elektrotlar bağlanır ve video kaydı alınır. Tüm veriler bilgisayara aktarılarak kaydedilir. 


Uyku apne sendromu tanısının konulması için gece boyunca alınan kayıtlar incelenir. Uykuda nefes durması-azalması, horlama ve oksijen düşmesi olup olmadığını belirler. On saniye ve üzerindeki nefes durmaları apne olarak değerlendirilir. 
Saatte kaç kez nefes durması ve azalması olduğuna göre uyku apne sendromu sınıflaması yapılır ve buna göre de hastanın tedavisi düzenlenir. 
Tablo 1. Uyku apne sendromu sınıflaması 
Bir saatteki nefes durma veya azalma sayısı:
  • 5’in altında > Basit Horlama
  • 5-15 > Hafif uyku apne sendromu
  • 16-30 > Orta uyku apne sendromu
  • 30’un üzerinde > Ağır uyku apne sendromu
TEDAVİSİ
Uyku apne sendromu tanısı alan hastalara önlem uygulamaları anlatılmalıdır. 
Hastalığın hafif, orta veya ağır oluşuna göre de hastalığa özgü tedavisi yapılmalıdır. 

1. Genel önlemler: 
Obez olan uyku apne hastalarının mutlaka kilo vermesi gereklidir. Bunun için diyetisyenden destek alınabilir. Bazı hastalara kilo vermeleri için ilaç tedavisi veya cerrahi tedavisi önerilebilir. 
Sigara , alkol ve uyku ilacı kullanımı varsa bunları bırakılması teşvik edilir. 
Eşlik eden hastalıkları olanlarda bunlar tedavi edilmelidir.
Gündüz aşırı uyuklaması olanlar tedavi başlayana kadar araba kullanmamaları ve aşırı dikkat isteyen, tehlikeli işlerde çalışmamaları konusunda uyarılmalıdır. 
Bazı hastalarda apnelerin büyük çoğunluğu sırt üstü yatarken ortaya çıkar (pozisyonel apne). Bu durumda hastanın sırt üstü yatmasını engellemek için pijama veya iç çamaşırının sırtına bir cep dikilerek içine içine sert sünger konulup hastanın bu pozisyonda yatması engellenebilir. Böylece hasta yan dönecak ve apnelerinde belirgin azalma olacaktır.

2. Hastalığa özgü tedavi:
Uyku apnesi olmayan yalnızca horlama şikayeti olan hastalara ve belirgin yakınması veya eşlik eden hastalığı bulunmayan hafif ve orta uyku apne sendromlu hastalara diş hekimi tarafından yapılan ağız içi araç tedavisi verilebilir.
Ağız içi araçlar, hasta ağzına göre ölçü alınarak özel yapılır. Portatif olan araçların taşınması ve kullanımı gayet kolaydır. 
Alt çenenin öne doğru gelmesine veya dilin geriye doğru kaçmasına engel olarak üst hava yollarının genişlemesine neden olurlar ve apne oluşumunu engellerler. Ağır hastalık durumundakilerde ağız içi araç kullanımı önerilmemektedir.
Kulak burun boğaz hekimleri,  horlayan hastalara, hafif ve orta uyku apne sendromu hastalarına burun veya boğaza yönelik ameliyatlar yapabilir.
CPAP (sürekli pozitif havayolu basıncı) tedavisi, uyku apne sendromunun bilinen en iyi ve kesin sonuç veren tedavi yöntemidir. 
Ağır, orta ve eşlik eden hastalığı veya belirgin yakınmaları olan hafif uyku apne hastalarına mutlaka CPAP tedavisi verilmelidir.
CPAP cihazı, burun veya ağız ve burnu birlikte içine alan maskeler yardımıyla sürekli pozitif basınçlı hava vererek uyku sırasında üst solunum yollarının kapanmasını engeller. 
Hastanın cihazını evde her gece ve tüm uyku süresince kullanması istenir. 
CPAP kullanımı uykudaki nefes durmalarını ortadan kaldırdığı gibi uyku evrelerini de normale döndürür. CPAP tedavisi yalnızca nefes durmalarını değil, aynı zamanda horlama ve oksijen düşmelerini de düzeltir. 
Sonuçta, CPAP ile kesintisiz bir uyku uyuduğu için başta gündüz uykulamalar ve yorgun uyanma gibi kalitesiz uykuya bağlı tüm yakınmaları ortadan kalkar. Uyku apne sendromunun neden olduğu birçok hastalıktan da kurtulmuş olacaktır. 
Fakat cihazını kullanmaz veya düzensiz kullanırsa yakınmaları geri döner.

SİTEDE YER ALAN BİLGİLER DOKTOR KONTROLÜ VE TEDAVİSİ YERİNİ TUTAMAZ. LÜTFEN DOKTORUNUZA DANIŞMADAN HAREKET ETMEYİNİZ.

Yorumlar